bilinçaltında şiddete eğilimli çoğu kadın eşlerini ve çocuklarını cezalandırmak için susmayı tercih eder. anlaşmazlığı ertelemek için daha etkin bir yol yoktur. dokuz yaşında bir çocukla konuşmamaktan daha korkutucu bir baskı olamaz
Fakat insan çocukken nefret ettiği, fakat müdahale edemediği bir şeyi yapmak zorunda bırakıldıysa, sonrasında büyüdüğünde kimbilir neden kendi isteğiyle aynı şeyi yapmaya devam ediyor...
Ve aniden nasıl gerçek bir yazar olabileceğime dair aklıma parlak bir fikir geldi: Kitabımı bir yana bırakıp tuttuğum günlüğü yayınlamaya karar verdim. Her akşam boşuna yazmıyordum. İsimleri değiştirmeyi ve önsözünü "Yazara kızmamalısınız, çünkü tüm olaylar hayal ürünüdür " yazmayı unutmamalıyım. Ya da "Yazar tüm hilayeleri uydurmuştur" da diyebilirim...
Neden herkes terk edilmenin kötü bir şey olduğunu düşünüyor ki? Bu yanlış. Başkaları yüzünden utanmak saçma, sonuçta ihanet eden biz değiliz, karşı taraf. İnsanlar birini önce terk etmeyi güzel bir şey sanıyor... Öne geçip birine ilk olarak ihanet etmek!
Sabah sekizde annem aradı:
"Size ev yardımcısı buldum, ama lütfen kadına öyle demeyin! Bu bizim İrina Andreevna, eskiden bizim kasabada kütüphaneciydi."
Anneme akşam Finlandiya'ya gideceğimiz için bugün ev yardımcısına ihtiyacımız olmadığını söyledim.
"Söz konusu bile olamaz! Kadın gelmeden önce ev temizlenmeli!"